20 Ocak 2021 Çarşamba

CEMEVLERİ MESCİT-İ NEBEVİ’NİN DEVAMIDIR 🌹



CEMEVLERİ MESCİT-İ NEBEVİ’NİN DEVAMIDIR 🌹

Alevilikte abdest, farklı olarak dışla birlikte iç temizlik anlamına gelir. Geleneklere göre birçok dini inanışta olduğu gibi Alevilikte de “temizlik” önemli bir yere sahiptir. Örneğin Cem törenine katılmadan önce banyo yapıp gitmek önemli bir gelenektir. Buna boy abdesti de denir. Temizlenmek ruhun ve bedenin temizliği olarak ele alınır ve kurallara bağlanmamıştır. Önemli olan ruhen ve bedenen temiz olmaya çalışmaktır. Kişi buna kendisi karar verir. Ama temiz olmak makbüldür. Bu Allah’a, Dedeye, Pire, inancımıza olan saygıyı gösterir.

Aleviler, zahiri (dış) temizliğe önem verdikleri gibi, batıni (iç) temizliğe de önem verirler. Abdest kelimesinin anlamı ‘su tutmaktır’ ve Aleviler kelimenin anlamında olduğu gibide temiz olurlar ve zahiri yani dış temizliğede çok önem verirler. Aslında bedenen dışsal olarak temizliğe önem verdikleri gibi iç öz inanç anlayışı içerisinde bu su tutmayı, temizlenmeyi özlerine içlerine benliklerinede yaparlar. Bunun yanı sıra batıni olarak iç temizliğede oldukça önem verirler çünkü Alevi Bektaşi inancında kendi özünü temizleyemeyen başkasını hiç arıtamaz. İlk önce özünü kendi temizlerler. Elbette dış temizlikte çok önemlidir lakin iç temizliği olmayan bir insanın dış temizliğinin hiçbir önemi yoktur. Önemli olan şekilsel bakımdan ağıza kaç kere su götürdüğü değildir.


Şeriat abdesti yani temizlenmesi su ile olur.

Tarikat abdesti pir elinden bağlanmaktır.

Marifet abdesti nefsini bilmektir.

Hakikat abdesti ise kendi ayıplarını görüp başkalarının ayıbını örtmektir.


”Aleviler yıkanmaz” diye çıkarılan söylentiler, belki de yıkanmasını dahi bilmeyenlerin bir uydurmasıdır. Yıkanma (Gusül) işini, ancak herkesin kendi ailesi bilir, çünkü yıkanma açıkta yapılmaz! Şu yerküremizde, hele şu çağda elini, yüzünü, bedenini yıkamayan bir fert veya topluluk olur mu? Yine de Alevî-Bektaşîler, kendilerine yapılan bu kuru iftiraya gülüp geçerler ve sorarlar:


Asıllarıda asıl nedir?

Usullerde usul nedir?

Şeriatte su pak eder?

HAKİKAT’te gusul nedir?


İçi, gönlü temiz olmayan insanın ne kendisine ne bir başkasına hiç bir faydası ve yararı yoktur. Bu kişi insanlık için zaten yeryüzündeki kirli bir noktadan ibarettir.

Pir Hünkâr Hacê Bektaş-i Veli şöyle söyler:


Kendisini arıtamayan (temizlemeyen) başkasını hiç arıtamaz. Şeriata göre; dona ve tene (elbiseye ve deriye) murdar şey değse, su ile yuyunca (yıkayınca) hem ten, hem don arınır.

Bilgelere (ariflere) göre ise su ile ne don, ne ten temizlenir. Çünkü kendi özünü arıtmayınca yumakla, yunan şey temizlenmez.


Yine Hasan Dede şöyle der:

Adem vardır eti semiz

Alır abdest olmaz temiz

Alemi ta’netmek nemiz

Bilcümle kusur bizdedir.


Alevilikte diğer bazı mezhep ve inançlarda olduğu gibi şekilsel olarak belli bir kural çerçevesi içerisinde günün belirli vakitlerinde abdest yoktur. Aleviler Salat-ı Daim bir topluluktur ve her daim vakitsiz, şartsız, kuralsız olarak Yaradanı her işinde anarlar. Alevilik geleneksel İslam anlayışının birçok düşünce ve ibadet biçimlerini red eder şekilciliği yok sayar. Herşeyi Hakk için yapar ve Hakk’ın yeryüzünde yarattığı en değerli varlık olan insanı yaşatmak için yaparlar. Yaradan bizlere kendi nefesinden üflediğini ve bize Şah damarımızdan daha yakın olduğunu söylemektedir. Bizi kendi nefsinden yaratarak aslında yoktan değil vardan var ettiğini açıklamakta ve onun ruhununda bizim içimizde bizimle beraber olduğunu söylemektedir. Buda Alevi inancının önemli bir inanç parçası olan Vahdet-i Vücud (Varlığın Birliği) anlayışıyla örtüşmektedir. Alevi inancının tamamı Muhammedi öze uygun olmakla beraber İnsani özede uygundur. Aslında bunu bazıları farklı veya yanlış anlayabilirler ve değişik noktalara çekebilirler lakin bunu öğrenmenin ve bilmenin tek yolu bir Cem ibadetlerine katılmaktır ve oradaki bilgili olan Dedeye merak ettiği soruları sorarak bilgilenmek, o ortamda bulunmaktır ve gerçekten öğrenmek istemektir. Allah insanın ne yaptığına değil, ne yapmak istediğine bakar. Bu bile aslında yani Allah zahiri olarak yapılana değil batıni olarak yani içsel özsel olarak yapılmak istenene baktığını belirtir ve buda Alevi inancının doğruluğunu göstermek açısından çok önemlidir.


Pir Hünkâr Hacê Bektaş-i Veli

* İlimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.

* Yolumuz; İlim, İrfan ve İnsanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.

* Zahidin 70 yıllık ibadeti, arifin bir saatlik tefekkürüne (düşünmesine) eşittir.

* Hararet nardadır sacda değildir, Keramet baştadır tacda değildir, Her ne ararisen kendinde ara, Kudüs’de mekke’de hac’da değildir.

Kısaca Cem İbadeti ve Semah Nedir.


Semah, Cem ibadetinin bir parçasıdır ve her cem ibadetinde yapılan ritüellerden birisidir. Yüzlerce yıldır Alevi geleneğinin vazgeçilmeyen, bozulmadan günümüze getirilen en önemli ritüelidir. Cem ibadetlerinde sadece semah dönülmez fakat semah, cem ibadetinin ayrılmaz bir parçası ve olmazsa olmazıdır. İnanışa göre Cem gibi Semah’ın kaynağıda Kırklar’a dayandırılır. Cem ibadetinde kadın ve erkek farklılaştırılmaz, insana saygıdan dolayı cem’de bulunan herkes candır. Semah’ın sıradan görünmesi onun alçakgönüllü ve doğal olmasına verilebilir. Cem ibadetinde; ölmeden önce ölmek, hesaba çekilmeden önce hesabını vermek, ulu divana alnı açık yüzü ak olarak, kul hakkıyla gitmemektir. Toplumun önünde haklı haksız belirlenir, suçlu olanların gerekli cezaları verilir. Cemlerde verilen cezalara uyulur, aksi halde toplum dışına itilmek kaçınılmazdır. Kul kuldan razı olursa Allah da kuldan razı olur. Deyişler okunur, lokmalar dağıtılır. Cem, on iki hizmetin yerine getirilmesinden oluşan ilahi duygusallık içinde edep ve yol erkânına uyularak yapılan bir ibadettir..


Alevilik bütün dinlerin ve inançların en güzel yönlerini bir arada toplayan bir inanışdır. Ve bunu islamiyet ile birleştirmiş islamın öz muhammedi çizgisinden çıkmayarak yaşamışlar ve yaşıyorlardır. Yaradana ulaşmayı, cem ibadetlerimiz esnasında zirvesinde yaşar ve onu kendi nefsimizde hissederiz. Zaten yaradan insanları kendi benliğinden yaratmıştır. Bunu en güzel ifade eden Enel Hakk dediği için dersi yüzülen Hallacı Mansur ifade etmiştir. Kısaca yaradan bütün herşeyin yaratıcısı ve sahibidir. İbadetlerimizde İkrar verme yani söz verme ve ikrarına bağlı kalmak vardır. Yine dedemiz cemde bulunan herkesi sorguya çekerek binevi mahşer gününün yeryüzündeki provasını gerçekleştirir ve cemdeki taliplerin dünya insanlığı için faydalı olmasını ve bu hususta hesap verebilir olmasını sağlar. Cem ibadetlerine hırsız, birisinin namusuna göz dikmiş yani kısaca dünya yaşamı için zararlı olan kişiler alınmaz. Cem ibadetlerinde rızalık olmadan ibadet olmaz. Herkes birbirinden razı olduktan sonra ibadet başlar. Razı olmayan olursa sorun çözülür. Yaradanda zaten razı olmuş ve razı edilmiş olarak karşıma gelin demiştir. Kul kuldan razı olmazsa, hakda kuldan razı olmaz sözünün inancıyla hareket edilir.

BİZDE İNSAN VARDIR, KADINMI ERKEKMİ SORULMAZ.


Hararet nârda’dır, sac’da değildir,

Kerâmet baştadır (sendedir), tâc’da değildir.

Her ne arar isen, kendinde ara,

Kudüs’te, Mekke’de, Hâc’da değildir.


Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,

Hak’kın yarattığı her şey yerli yerinde.

Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok,

Noksanlıkla eksiklik, senin görüşlerinde.


Sakın, bir kimsenin gönlünü yıkma,

Gerçek erenlerin sözünden çıkma.

Eğer insan isen ölmezsin, korkma,

Âşığı kurt yemez, uc’da değildir.


Pir Hünkâr Hacê Bektaş-i Veli
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder